Zaman zaman hepimizin aklına gelen bir sorudur kader çizgisinin ne şekilde tarif edilebileceği. Kader çizgisini
belirleyen seçimlerimiz midir? Yoksa
bize çizilen yolda mecburi bir istikamet mi? Ben de uzun yıllardır bu sorunun
cevabını arayanlardanım. Cevabı ararken hem değiştim, hem de geliştim. Çünkü bu
yolda attığım her adım, beni farkındalık noktasında bir üst seviyeye taşıdı.
Uzun zamandır kendimle yaptığım çalışmalardan
çıkarttığım sonuç kader çizgisinin
önceden belirlenen bazı hususları olmakla beraber, hayatımızın biraz da seçimlerimizle
yönlendirildiği şeklinde. Bu konuda olabilecek geleneksel itiraza hemen açıklık
getireyim: Bu durum Yaratıcı’nın olmuş veya olacakları bilme haline ters düşen
bir şey değil. Biz, bize verilenlerle seçimlerimizi harmanlayarak yaratıma
katılırız. Yaratıcı, bu yaratımın daima merkezinde ve bu değişeni de
değişmeyeni de biliyor anlamına geliyor.
Diğer taraftan, bence kader
çizgimizi belirleyen dört ana unsur var.
Bu dört ana unsurdan ilki ve en geniş olanı ruhsal düzeydir. Yaşam büyük, ilahi
bir oyundur. Bu oyunun tüm detaylarını bilmemiz mümkün değil elbette. Bu bir
sır. Oyundaki rollerimizden
getirdiklerimiz ruhsal düzeyi temsil ediyor. Yaşam oyununda bizim üstlendiklerimiz,
bu role uygun olarak bize çizilen yoldur. Burada Yaradanın takdirinden ve bizim
kısmi seçimlerimizden bahsedebiliriz.
İkinci olarak geçmiş düzeyi ele
almak istiyorum. Yaşam parçalanmaz tek bir anın içinde sürekli devinim içinde
olan bir yaratımdır. Bu düzeyi geçmiş yaşamlar olarak düşünenler de var,
paralel evrenlere inananlar da. Ben paralel evrenler olduğuna inananlardanım şahsen. Bu durumda ilahi plana göre öğrenmemiz gerekenleri –ki bu
tekamüldür- hayatımızdaki seçenekleri tekrar tekrar değiştirerek öğreniriz. Bu
devinim bir gün çember tamamlanıp sıfır noktasına ulaşıncaya kadar devam eder. Dediğim
gibi bu da yaratımın bir sırrı. Burada bir de
kolektif bilinçten getirdiklerimizden bahsedebiliriz. Sonuç itibariyle, hepimiz
bir toplumun, insanlığın parçasıyız.
Diğer bir düzey ise, genetik
düzeydir. Bu düzeyde atalarımızdan getirilen inançlar, karmalar mevcuttur. Aile
ağacından getirilen inançlar, karmalar DNA’mıza eklenir. Bu yüzden hangi ailede
doğduğumuz kader çizgisi açısından baktığımızda belirleyicidir. Tabi bu seçimin
tekamül açısından önemi olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Travmaları, inançları atalarımızdan miras aldığımız artık
bilimsel olarak kanıtlanan bir şey. “Epigenetik” olarak adlandırılan bu durumu
önümüzdeki günlerde daha da sık duyacak gibiyiz.
Kaderimize yön veren son düzey ise
öz-inanç düzeyidir. Bu düzey anne karnında düştüğümüz andan itibaren
edindiğimiz inançlar, yerleşen hislerden oluşur.
Bu dört düzeyin harmanlanması ve
eklenen diğer unsurlar büyük ölçüde
bizim kaderimizi oluşturur. Bu durumda diyebiliriz ki; bir insanın tekamülü
için en uygun koşullar yaradan tarafından belirlenir. Burada insanın da kısmi
olarak seçim hakkı vardır.
Gelelim bizim seçimlerimizi nasıl
değiştireceğimize ve kader çizgisini nasıl yönlendireceğimize. En önemli ve etkili
yolun dua olacağı tartışmasız tabi. Bunun yanı sıra yapılabilecek birçok çalışma var. Yukarıda da
belirttiğim gibi kendimi odak noktası
belirleyerek hemen her yöntemle çalıştım. Access Bars, Thetahealing, Reiki,
Ho’opopnopo, Aile Dizimi vs. Bunun yanı sıra yaşam koçluğu, nlp gibi analitik
çalışmalardan da yararlandım. Hepsi işe yarıyor ama diyebilirim ki, spritüel ve analitik çalışma
gelişim ve değişim açısından en ideal olanı.
Kendimi belli bir noktada gördükten,
hissettikten sonra bu eğitimlerden
bazılarını aldım. Yaptığım çalışmalardan
öğrendiğim bir şey var ki, bende olan bir değişiklik tüm hayatı,
dolayısıyla insanları etkiliyor. “Kelebek Etkisi” adlı filmi izleyenler
bahsettiğim durumu daha iyi anlayabilirler. Parça- bütün ilişkisi aslında.
Şöyle düşünün: suya attığınız bir taş, önce küçük bir hareket gibi görünür.
Sonra bir halka halinde tüm suyun hareketini etkiler.
Ben de buradan hareketle, öğrendiğim bu tekniklerle başka insanlarla da çalışmaya başladım. Başka
birinde değişen bir şey aslında bende de değişiklik yaratıyor sonuç itibariyle.
Kendi değişiminiz ve gelişiminiz için en iyi yolu bulmanız dileğiyle…
Not : Yaptığım
çalışmalarla ilgili bilgi almak isterseniz mail yoluyla bana ulaşabilirsiniz.
Mail adresim :
esnbasar@hotmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder