24 Aralık 2018 Pazartesi

ŞAHANE HAYAT



            Her yeni yıl, yeni kararlar almak, hayatımızı gözden geçirmek için harika bir fırsattır. Hayatım boyunca hep böyle düşünmüşümdür, yeni yılı bir başlangıç noktası olarak…  Böyle düşünmemde etkili olan şeylerden biri de 1946 yapımı “Şahane Hayat” filmi sanırım. Kendimi bildim bileli sinemaya meraklıyımdır. Bu filmi seyrettiğimde de oldukça küçüktüm diye hatırlıyorum ve filmin verdiği mesaj beni çok etkilemişti.  O zamandan beri her yıl, yılbaşı öncesi mutlaka bu filmi izlerim. Öncelikle söylemeliyim ki, şekle ve kompozise edilen kültüre değil, içeriğe odaklanın. Film insanın değeri ve dünyada bulunma sebebi ile ilgili harika mesajlar veriyor. Bu her öğretide ve kültürde kabul edilen bir şey zaten. Filmi bu yönüyle değerlendirin, dini bir bayramın kutlanması vs. şeklinde değil. Kaldı ki, bu durum filmde mesajın çok gerisinde kalıyor. Şekle takılıp içeriği gözden kaçırmayın derim.
            Bana göre “Şahane Hayat” Frank Capra’nın en iyi filmi. Sanırım sinema çevreleri ve eleştirmenler de bu konuda hemfikirdir. Ayrıca filmdeki başrol oyuncusu James Stewart da benim favori oyuncularımdan biri olmuştur hep. Hemen belirteyim ki, benim için Hitchcock filmleri vazgeçilmezdir ve bu filmlerin en iyilerinde başrol oyuncusu James Stewart’dır. Bu durum da beğenimde büyük bir etki yapmıştır diye düşünüyorum.
            Filmde insanın rastgele dünyaya gelen bir varlık olmadığı, bir misyonun olduğu konusuna vurgu yapılıyor. Burada kod ve desen farkına değinip geçmek istiyorum. Farkında olmasak da makro anlamda ortak bir planı gerçekleştirirken, mikro olarak da tekamüllerimiz açısından birbirimize görünmez iplerle bağlıyız. “Entropi” kavramıyla da bunu açıklamak mümkün aslında. “Merkezde ve Dengede Kalmak” adlı yazımda bu kavram üzerinde ayrıntılı olarak durmuştum. Dilerseniz blog sayfamdan ve web sitesi üzerinden yazımı okuyabilirsiniz.
            Diğer taraftan, bu film kader ve alternatif evren ile ilgili filmlerin de babası sayılır. Bu açıdan da önemini belirtmek isterim. Filmde kaderin ne olduğu, insanın hayatını nasıl etkilediği ve oluştaki önemi üzerinde duruluyor. Yine kader bağlamında, oluşta değişen küçücük bir şeyin bile bütünü nasıl etkilediğine değiniliyor.“Kelebek Etkisi” vb. gibi filmlerden bunu hatırlarsınız. Bu açıdan da yenilikçi bir film. Alternatif evren mantığı da burada devreye giriyor aslında.
            Çekildiği döneme göre olağanüstü bir film “Şahane Hayat”. Oyunculuk, kurgu verdiği mesaj benzersiz bence. Eleştirilecek noktalar da yok mu? Var elbette. "Hayatını başka insanların hayatı için feda edenler yüce varlıklardır" anlayışı bana pek uygun değil. Kişinin önceliği belli sınırlar içinde daima kendisi olmalıdır. Kendisini sevmeyen, ön plana koymayan, sınırlarını koruyamayan insan ne kendini ne de başkalarını mutlu edebilir. Bu demek değil ki, ben her şeyin merkezi olmalıyım, hep kendimi düşünmeliyim. Hayır, söylemek istediğim bu değil. Ben sadece insanın kendi sınırlarını ihlal edecek şekilde dengeyi bozmaması gerektiğini düşünüyorum. Hayat bize bir hediye olarak verilmişken bunu kabul etmemek, kendini geri plana atarak mutlu olmamak bir kayıp değil mi? Bir insanın kaderinin oluşumunda bile nasıl bir emek var bir düşünün. Akıl almaz bir insan ve olay ağı... Öte yandan, filmde eleştirdiğim bu durum, "iyi insanlar ödüllendirilir" şeklindeki anlayışla kısmen de olsa dengelenmiş.  
            Yeni yılda kendinizin ve sevdiklerinizin değerini daha iyi anlamanız ve mucizelerle dolu bir yıl geçirmeniz dileğiyle iyi seyirler. Sevgiyle kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder