Her yeni yıl, yeni kararlar almak,
hayatımızı gözden geçirmek için harika bir fırsattır. Hayatım boyunca hep böyle
düşünmüşümdür, yeni yılı bir başlangıç noktası olarak… Böyle düşünmemde etkili olan şeylerden biri
de 1946 yapımı “Şahane Hayat” filmi sanırım. Kendimi bildim bileli sinemaya
meraklıyımdır. Bu filmi seyrettiğimde de oldukça küçüktüm diye hatırlıyorum ve filmin
verdiği mesaj beni çok etkilemişti. O
zamandan beri her yıl, yılbaşı öncesi mutlaka bu filmi izlerim. Öncelikle
söylemeliyim ki, şekle ve kompozise edilen kültüre değil, içeriğe odaklanın.
Film insanın değeri ve dünyada bulunma sebebi ile ilgili harika mesajlar
veriyor. Bu her öğretide ve kültürde kabul edilen bir şey zaten. Filmi bu
yönüyle değerlendirin, dini bir bayramın kutlanması vs. şeklinde değil. Kaldı
ki, bu durum filmde mesajın çok gerisinde kalıyor. Şekle takılıp içeriği gözden
kaçırmayın derim.
Bana göre “Şahane Hayat” Frank
Capra’nın en iyi filmi. Sanırım sinema çevreleri ve eleştirmenler de bu konuda
hemfikirdir. Ayrıca filmdeki başrol oyuncusu James Stewart da benim favori
oyuncularımdan biri olmuştur hep. Hemen belirteyim ki, benim için Hitchcock
filmleri vazgeçilmezdir ve bu filmlerin en iyilerinde başrol oyuncusu James
Stewart’dır. Bu durum da beğenimde büyük bir etki yapmıştır diye düşünüyorum.
Filmde insanın rastgele dünyaya
gelen bir varlık olmadığı, bir misyonun olduğu konusuna vurgu yapılıyor. Burada
kod ve desen farkına değinip geçmek istiyorum. Farkında olmasak da makro
anlamda ortak bir planı gerçekleştirirken, mikro olarak da tekamüllerimiz
açısından birbirimize görünmez iplerle bağlıyız. “Entropi” kavramıyla da bunu
açıklamak mümkün aslında. “Merkezde ve Dengede Kalmak” adlı yazımda bu kavram
üzerinde ayrıntılı olarak durmuştum. Dilerseniz blog sayfamdan ve web sitesi
üzerinden yazımı okuyabilirsiniz.
Diğer taraftan, bu film kader ve
alternatif evren ile ilgili filmlerin de babası sayılır. Bu açıdan da önemini
belirtmek isterim. Filmde kaderin ne olduğu, insanın hayatını nasıl etkilediği
ve oluştaki önemi üzerinde duruluyor. Yine kader bağlamında, oluşta değişen
küçücük bir şeyin bile bütünü nasıl etkilediğine değiniliyor.“Kelebek Etkisi”
vb. gibi filmlerden bunu hatırlarsınız. Bu açıdan da yenilikçi bir film.
Alternatif evren mantığı da burada devreye giriyor aslında.
Çekildiği döneme göre olağanüstü bir
film “Şahane Hayat”. Oyunculuk, kurgu verdiği mesaj benzersiz bence.
Eleştirilecek noktalar da yok mu? Var elbette. "Hayatını başka insanların hayatı
için feda edenler yüce varlıklardır" anlayışı bana pek uygun değil. Kişinin
önceliği belli sınırlar içinde daima kendisi olmalıdır. Kendisini sevmeyen, ön
plana koymayan, sınırlarını koruyamayan insan ne kendini ne de başkalarını
mutlu edebilir. Bu demek değil ki, ben her şeyin merkezi olmalıyım, hep kendimi
düşünmeliyim. Hayır, söylemek istediğim bu değil. Ben sadece insanın kendi
sınırlarını ihlal edecek şekilde dengeyi bozmaması gerektiğini düşünüyorum.
Hayat bize bir hediye olarak verilmişken bunu kabul etmemek, kendini geri plana
atarak mutlu olmamak bir kayıp değil mi? Bir insanın kaderinin oluşumunda bile
nasıl bir emek var bir düşünün. Akıl almaz bir insan ve olay ağı... Öte yandan,
filmde eleştirdiğim bu durum, "iyi insanlar ödüllendirilir" şeklindeki
anlayışla kısmen de olsa dengelenmiş.
Yeni yılda kendinizin ve
sevdiklerinizin değerini daha iyi anlamanız ve mucizelerle dolu bir yıl
geçirmeniz dileğiyle iyi seyirler. Sevgiyle kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder